26 Kasım 2008 Çarşamba

Villasimius: Tom Cruise ya da Şantiye Yemeği


5 Kasım 2008
Yakın zamanda ev arkadaşlarım ve Alessia’yla bir Villasimius maceramız oldu. Gezme hevesinde gençleriz, özellikle de ben bu konuda başı çekiyorum ama sürekli bir şeylerin oturmasını beklemekten, değil adadan Cagliari’den bile çıkamamıştık.

Gelmeden önce, algıda seçiciliktir belki, hani şu gazetelerin*1 arka kapağındaki şu ünlü şurada tatil yapıyor türünde haberlerin hepsinde Sardinya*2 Adası dikkatimi çekiyordu; Kate Moss yazın tadını çıkarıyor, C. Ronaldo nişanlısıyla tatilde, falan filan.. En son Ertuğrul Özkök’ün Sardinya’ya gittiğini okumuştum köşesinde, yazılarını genellikle takip etmememe rağmen… Keyfime düşkünlüğüm herkesçe bilinir ya jet-set’in tatil beldesinde okumaya gittiğimi söylediğimde artık ‘pes’ dediler…

Villasimius, Costa Smeralda’dan (Sardinya’nın kuzey ucunda, bizse güneydeyiz..) sonra adanın en çok tercih edilen tatil beldesi ama maalesef Villasimius ile ilgili de anlatacak pek bir şey yok, çünkü gittiğimizde aylardan ekimdi.. Belki Temmuz, Ağustos olsa terk edilmiş gibi görünen o güzelim kumsalda Tom Cruise*3 la yan yana fotoğraf çektirme şansımız olabilirdi ama biz bizim gibi üç beş meraklıdan başka sadece birkaç Afrika kökenli işportacı ve bir Çinli ayak masözü gördük..
Ekim olması tek başına en kötü sonucu vermiyor, aynı zamanda günlerden pazardı: İtalya’da (ya da en azından Sardinya’da) yabancılara özel bir maarif takvimi hazırlayıp Pazar günlerine çarpı atılmalı bence; ‘Hiç davranma kapıya doğru, yat uyu herkes öyle yapıyor. Öğlene doğru bir makarna kaynat ve günün bitmesini bekle!..’ Haydi bir ukalalık ettik çıktık dışarı diyelim, şehir içinde bile her istediğimiz yere otobüs yok,değil ki Villasimius’a.. Misal biz Villasimius için 08:15’te otobüse bindik, yol bir-bir buçuk saat ve dönüş sadece 18:30 da.. Alessia ve ben bir şeyler yemiştik, ama Aslılar geceden beri aç.. Otobüs şoförüne en yakın marketi sorduğumuzda tüm marketlerin kapalı olduğu cevabını alıyoruz ve bunun üzerine nasıl bir ruh hali içine girmişsem Tevfik Fikret’le tanıştırıyorum Villasimius’u: ‘Bugün yine açız evlatlarım diyordu peder…’ Neyse ki ben geri kalan dizeleri hatırlayamadan açık bir market görüyoruz. Bize gün boyu yetecek erzakları tedarik ettikten sonra belediyenin parkına konuşlanıyoruz, şantiye yemeğinden hallice bir şeyler yiyoruz.. Sonra sahili buluyoruz; deniz, kum, biraz da güneş.. Diğdem şezlonga iki eurodan fazla vermem diyor, kabul ediyorlar. İki euroluk şezlonglarımızda üstümüze plaj havlumuzu örtüp uyuyoruz akşama kadar. Çünkü yapılacak hiçbir şey yok, ne gezecek bir yer, ne güzel bir şeyler yenebilecek bir cafe, her yer kapalı.. Aslı dönüş yolunda manzaranın güzelliğine bakarken ‘Mevlam vermiş, siz yatın uyuyun diye mi?’ diyor, ‘Bir daha da adanın hiçbir yerini merak etmeyeceğim..’

O nedenledir ki bugün Barselona biletlerimizİ aldık, Milano öncesi Barselona’dan bildirmek dileğiyle..






*1:İki aydır elime Türk gazetesi almadığımı fark ettim şimdi, evimize gazete girmediğini de.. İtalyan ev arkadaşlarım gazete almıyorlar, hali hazırda bilgisayarlarını da kendi şehirlerinden getirmiş değiller. İnternet olmadan nasıl yapabildiklerini sordum, hiçbir şeyi merak etmiyorlar mı? Ben arama motoru bağımlısıyımdır mesela, olur olmaz her şeyi yazıp ne neymiş bakarım.‘Görmek istediğimiz herkes burada’ cevabını alıyorum ki bu sorumun cevabı değil. Bu sınırsız bilgi ağı, msn ve facebook harici kullanılmıyor bazı insanlar tarafından demek ki… Her şeyden geçtim, haberleri filan nerden duyuyor bu insanlar diye düşünmeye başladıysam da Aslı televizyon denen nesneyi hatırlattı: Sadece Avrupa Yakası için açtığım alet olsa gerek.. Belki bir-iki program daha.. Bu arada ekonomik krizden dolayı diziler iki haftada bir mi yayınlanacakmış Türkiye’de, öyle bir şeyler çalındı kulağıma, üzerinde durmadım, Reşat Nuri ve çağdaşlarının ahı tuttu belki de.. En son hatırladığım; her romanı hazır dizi senaryosu gibi görüyorlardı. Biraz durulur belki bu furya.

*2: İsrarla yanlış yazıyorlar: Sardunya değil efenim, Sardinya..
*3: Villasimius gezimizden hiç de memnun kalmadığımızı açık açık söyleme gafletinde bulunduk Cristian’a, şaştı kaldı. Yazın gitmeliymişiz, Tom Cruise da oradaymış.. ‘Amaaan ahı gitti vahı kaldı onun da..’ dediysem de yandaş bulamadım, zaten inanarak söylememiştim denemeydi..

Hiç yorum yok: